Söz Uçar Yazı Kalır

 



 Günler akıp giderken güne dair haberler de çoğalıp bir yığın haline geliyor. Artık bir konu üzerine günlerce durulmuyor hızla değiştiyoruz yönümüzü. Bu öyle alışıldık bir tavır haline geldi ki açıyoruz sosyal medyamızı sayıp sövüp hayatımıza devam ediyoruz. Üzüntülerimiz bile sanal hale geliyor. Hoş bir bakıma böyle olmak zorundayız sanırım zira artık öyle iğrenç haberlerle doluyor ki gündem gücümüz kalmıyor okudukça. E bakıyoruz böyle olmuyor biz de unutuyoruz her birine bir parçamızı koyup, uzaklaşıyoruz hemen yanından yarına aynı haberi daha dirayetli okuyoruz. Yine mi? Diyoruz. Yeter! Diye isyan ediyoruz her seferinde. Dünyanın çivisi çıkmış olmalı! Ancak olay hiç de öyle değil dünya insan ayak bastığından beri çivisi çıkık savruluyor. Sadece artık daha hızlı duyar olduk dünyanın öbür  ucundan haberleri. Görmeye, duymaya tahammül edemediğimiz ne kadar beter şey varsa bir iki tıkla karşımızda. Sadece bunlar mı? Bizler da artık tüm dünyanın içinde apaçık meydandayız. Hiç tanımadığımız biri sevdiğimiz yemekten sürekli gittiğimiz lokantaya kadar her şeyimizi biliyor. Çünkü paylaşmalara doyamıyoruz. Yeni dünyada işler böyle yürüyor. Üzüntülerimizden sevinçlerimize kadar her şeyi birlikte yaşar haldeyiz. Özel alanlarımızı her geçen gün yok ediyoruz. Yolda alamayan vardır diye çikolata yiyemeyen nesilden ballandıra ballandıra yemek fotoğrafları videoları attığımız nesile döndük. 

Önceden eski nesiller yeni nesilleri etkilerdi. Şimdiyse yeni nesil eski nesli arada kalmış tuhaf bir nesle çevirdi. Artık yeni nesil de çocukluktan yetişkinliğe sosyal medyadan geçiyorlar. Ellerde telefon,tablet, bilgisayar... Burada ögreniyorlar hayatı, rol modelleri burada, tecrübeleri burada. Yapılan şeyler, söylenen sözler hızla değisiyor. Aslında sadece yeni nesilde değil herbirimizde az çok böyle durum. Bir ekranın gerisinde veya ilerisinde yaşıyoruz hayatımızı.



Yalnızca artık diğer yüzünü unutuyoruz. Evet, günlük hayatta ne kadar anlık tepkilerimiz olsa da genellikle bu kayıt altında değil. Söylediğimiz sözler unutulup gidiyor çoğu zaman. Ancak sanal alemde işler öyle yürümüyor sürekli bir kayıt hali sürüyor. Sözlü değil yazılı ifade ediyoruz kendimizi. Sinirlerimizi, isyanlarımızı, mutluluklarımızı yazıyoruz. Bazen pişman olup silsek de aslında hiçbir şeyin silindiği yok. Kimse kimsenin ruh halini, anını bilmiyor yalnızca yazılanı okuyor. O da canı nasıl isterse öyle okuyor. Yazılar artık duvara kazınıyor ve o duvar yıkılamıyor. 

Geçenlerde bir yarışma programında bir yarışmacının henüz 18 yaşındayken yazdıkları gün yüzüne çıktı. Neler söylemediler neler sonunda da diskalifiye edileceği açıklandı. Zaten her zaman olduğu gibi bir iki güne unutuldu hatta üstünden espriler bile dönmeye başladı. Yani en başta da değindiğim gibi gündem değişti kimse üstünde durmadı saman alevi gibi söndü ta ki aynı programın içinde topla buluşan juri üyeleri yargıç, söz konusu yarışmacı da suçlu konumuna getirilip tekrar konu açılıncaya kadar. Bu öyle rahatsız edici bir şekilde lanse edildi ki yarışmacının hatasının üzerine çıktı hatta herkes programı, yapımcıyı, kanal sahibini taşlamaya başladı. Belki seçilen yol bu kadar çirkin olmasaydı, duyurulmadan incitilmeden yapılsaydı daha güzel bir imaj çizilebilirdi. Çünkü her birimiz hatalar yapıyoruz ve o hatalar sayesinde olduğumuz kişiler haline geliyoruz. Doğru, yazı kalıyor. Ancak o yazıların ardında tüm tecrübesizliğimiz, sevgisizliğimiz bazen isyanlarımız var. Okurken bazen o ardı göremiyor olabiliriz. O hataları görmeyelim silelim demiyorum. O hataların da bedelleri olmalı ancak dersle verilmeli o bedeller. Yine o hataların üzerini çizmek yerine yeni bir sayfa açmaya cesaretlendirmek bir insan kazandırır bize. Hele şu zamanda bir insan kazanmak ne kıymetlidir. Zira sobaya dokunmadan sıcak olduğunu söyleseler de o el yanmadıkça öğrenemiyoruz. O eli sarmak lazım iyileştirmek, deşmek değil.

Bir Terane

Yorumlar

  1. blogun bak son yazımdaaaa :) bir de blogunda izleyiciler gadget i göremedim, yoksa koy da arkadaşlarımız üye olabilsinleer :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah Allah ben yapamıyor muyum acaba iki tane takipçim de var oysa 😇☺

      Sil
    2. tamam şimdi gözüküyor, hafta içinde birkaç defa bakmıştım, gözükmüyordu, bugün düzeltmişsin :)

      Sil
    3. Aynen teşekkür ederim😊 bahsettiğiniz için ayrıca teşekkür ettimm

      Sil
  2. Hayatın çok hızlı haline gelmesi insana insanlığını unutturuyor adeta, geldiğimiz hal insanı üzüyor adeta. Çok güzel bir yazı olmuş ellerinize sağlık. Takip butonu koyarsanız takibe alırım blogunuzu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Takip butonu var aslında yan tarafta olması lazım tesekkur ederim çok 😇

      Sil
  3. Ne kadar insancıl bir yazı. Sonunda söylediklerini keşke bir sihirle tüm insanların ruhlarına dağıtabilseydim :) Dilerim çoğalır bunun farkında olanlar, böyle düşünenler :) Neşeli sevgilerle :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

AŞI, KOMPLO TEORİLERİ VE WHATSAPP

Coğrafya Kader Midir?

Covid-19 ve Ekonomi(2)